Subscribe RSS
DEMAVEND(İRAN) KIŞ DERİN DONDURUCU

DEMAVEND(İRAN) KIŞ DERİN DONDURUCU

7 Ocak 2010 Cumartesi Aksaray’da bir  otobüs yazıhanesinde ekip arkadaşlarımızla buluştuk.Bu arada bende misafir olarak kalan Yıldırım Beyazıt ÖZTÜRK’te bizimle geldi.Tam bayram tatili arifesi olduğu için Erzurum’a gidecek ve bilet bulunmuyor.Bizim İran’a gideceğimiz Seyro Sefer firmasına soruyoruz.Evet .Erzurum’a yer var ve oraya giden otobüslerden çok daha ucuz.ilk şaşkınlığımı burada yaşıyorum.Ayrıca Yıldırım ile yol boyunca beraber olacağım için dahada seviniyorum.Buradan servisle Yenikapı’dan otobüsleriin kalkacağı otogara geldik.Buradan otobüs kalktığını bilmezdim.Yakın yabancı ülkelerin otobüsleri burdan kalkıyormuş.Bizimle birlikte Ağrı ekibide aynı otobüsle gideceğiz.Önce Erzurum’da Yıldırım indi.Daha sonra Doğu Beyazıt’ta Ağrı ekibi.Sınır kapısını geçince Bazrgan isminde küçük bir yerleşim yeri var.Burda güzel İran yemekleri başlıyor.

Hormonsuz”gerçek” et vesafranlı pilav

Hormonsuz,gerçek et yiyoruz.Yanında safranlı enfes pilav.Buradan 15 km.. sonra ilk İran kasabası Maku.Biz ise toplam 36 saatlik bir yolculuk sonunda Tahran’a ulaştık.Tahran otogarına inmeden Gürbulak sınır kapısında bir miktar dolar ve YTL.yi Tümen olarak adlandırılan İran parasına çevirmiştik.Gittiğimiz tarihte 1YTL:650 tümen,1$:950 tümen .Paramız oldukça değerli.Ayrıca İran oldukça ucuz bir ülke.Tahran otogarı çook büyük.Buradan taksi ile Şark Terminali’ne ulaştık.Buradan Reine adı verilen ve ilk dağevinin(Shelter I)(Yaklaşık 2000m.)bulunduğu köye ulaşmak için minibüse bindik.Bu minibüsler Reine’nin çok yakınından geçiyor.Akbar adı verilen kasabada minibüsler sizi indiriyor ve buradan yol kenarında bekleyen taksilerle anlaşıp Reine’ye ulaşıyorsunuz.İran’da her araç aynı zamanda taksi olarak çalışıyor.Benzin çok ucuz olduğu için taksilerde çok ucuz ve pazarlığa bağlı.

Shelter I

08.01.2006Dağevine akşam üzeri ulaşıyoruz.Dağevinin görevlisi Rıza bizi çok sıcak karşılyor.Burada yeni kar yağmış.Rıza rahat edemezsek diye bize başka bir yer daha gösteriyor.Ama biz dağ evinde kalmak istiyoruz.Ertesi gün için bizi yukarı götürecek bir Jeep ile anlaşıyoruz.Reine’de bir lokantaya gidip abguş adı verilen ve maşrapada sunulan bizim türlüye benzeyen yemekten yiyoruz.Herkes önce garipsiyor.(Bezelye,fasulye,kemikli et ve soyulmamış patates.)Ama sonunda yemeğe bayılıyoruz.Bu benim buraya ikinci gelişim.Daha önce zaman ve hava durumu nedeniyle zirveye çok yakın bi yerden dönmek zorunda kalmıştım.

Reine’den bir görünüm

09.01.2006 Akşam güzel bir uyku sonrasında sabah aracımıza binerek yola çıkıyoruz.Planımız 3100 metrede bulunan ikinci dağ evine ulaşmak.Ancak yola çıktıktan kısa bir süre sonra aracımız yeni yağan kar nedeniyle ilerleyemiyor ve inmek zorunda kalıyoruz.Çantalarımızı yüklenerek yolculuğa başlyoruz.Derin karda yavaş yavaş ilerleyerek 5 saatlik bir yürüyüşle  Shelter iki adı verilen dağevine vardık.Bu dağ evinin hemen yanında büyükçe bir mescit var.Ve kubbesi sarı bir metalden yapılmış.Çok uzaktan bile farkediliyor.Dağevine girip ocakları çalıştırıyoruz.Yazın tıklım tıklık olan burada kışın kimsecikler yok.

Shelter II

Mescit(3100 m.)

10.01.2006 Ertesi gün biraz gecikme ile tırmanya başlıyoruz.Yukarı çıkarken yeni yağmış karda batmamak için sırtları takip ediyoruz.Ancak zaman zaman çok derin karda batıyorum.Böyle durumlarda Erhan Pekmen imdadıma yetişiyor.Uzun bacaklarıya derin karda iz açıyor.Dağ evine varışımız uzadıkça üşümeye başlıyorum.

Meltem yükseklik nedeniyle rahatsızlanıyor.Sık sık kusmaya başlıyor.Ben bu arda hızımı artırarak dağ evine ulaşıyorum.Hava kapatıyor.Kapısı kapalı dağ evine tekmeyi vurup içeri girdiğimde nisbeten ılık bir hava yüzüme çarpıyor.Hava kararmak üzere ve içerde bir çift parıldayan göz bana bakıyor.Sonradan çok iyi tanışıp arkadaş olacağımız Rıza isminde bir ihtiyar beni karşılıyor.Durumu yarım yamalak anlatıyorum.Çantamı bırakıp aşağıya iniyorum..Zorda olsa saat 20:00 gibi dağ evine ulaşmıştık.

Selda ve Meltem

Hemen ocaklarımız yakıp sıvı alıyoruz.Karnımız doyunca Rıza ile sohbete başlyoruz.Türkçe bilmesede tarzanca anlaşıyoruz.Bize mimik ve el kol hareketleriyle her şeyi anlatıyor.Rıza buraya inzivaya çekilmiş.Ve hergün oruç tutuyor.Bizi görünce oda seviniyor.Bize sürekli dinlediği radyosundan haberler veriyor.Hava durumunu anlatıyor.Adan 45 gün burada kalacak şekilde geliyor.her gün oruç tutup dualar ediyor.Düntya hakkında bilgisi ise şaşılacak kadar çok.Bu adam engin bir bilgeye benziyor.Biz ona kendi aramızda Derviş Rıza diyorduk.Yaşının 74 olduğunu öğrendiğimiz bu adamı herkes çok sevdi.Ayrıca hepimizi hayrete düşürecek kadar çok bilgiliydi.

11.01.2006 Ertesi günü burada dinlenerek geçiriyoruz. Derviş Rıza bize bi süre daha havanın kötü olacağını söyledi.Bunun üzerine biraz huzursuzlanıyoruz.Bizim zamanımız var.Ancak Sönmez iş yerinden kısıtlı bir izinle geldiği için telaşlanıyor.

Erhan ve ben zirve yolunda..

12.01.2006 Ertesi gün tekrar dağ evinde dinlenip bol sıvı alıyoruz.Meltem’in keyfi yerine gelmiş.

13.01.2006  Gece kalkıyoruz.Dışarda çok şiddeti rüzgar ve  tipi var.Hava ise okadar soguk ki..Donacam sanıyorum.Yukarı gidecek gibi hazırlanıp kahvaltı yapıyoruz.Tekrar dişarı çıkıp tuvaletimi yaparken Hakan ÇETİN’le konuşuyoruz.Bu havada tuvaletimiz yapabilyorsak yukarı gitmeyide deneyebiliriz.Saat 04:00 gibi yola çıkyoruz.Selda ile Meltem’i dağ evinde bırakıyoruz.Sabah güneş doğuyor ancak bi türkü ısınamıyoruz. Yükseldikçe Erhan’da yorgunluk belirtileri ortaya çıkyor.Ancak rüzgar okadar şiddetliki yerimizde bile duramıyoruz.Dengemizi bozuyor.Sonunda bir kayanın siperine sığınıyoruz.Erhan yola çıkmadan az yemek yediği için tükenmek üzere.Hemen termosumu açıp sıcak bişeyler içirip biraz atıştırıyoruz.Kısa bi süre sonra Erhan kendine geliyor ve yukarı doğru topukluyoruz.Yukarı çıktıkça hava açılıyor.Rüzgar azalıyor.Biyerde tekrar mola verdiğimizde Hakan Çetin kaskını çıkarıyor.Sigarasını yakmaya çalışırken kaskı kayarak gözden kayboluyor.Zirveye 250 m. Kala kükürt gazı başlıyor.Bu pis kokulu gaz heryerden geliyor.Üzereimize siniyor.Gıtlağımızı yakıyor.Kükürt gazı fışkıtran yerlerin arasından zirveye ulaşıyoruz.saat 13:10 gibi zirvede toplanıp birbirimizi tebrik ederek dönüşe başlıyoruz.Bu dağın zirvesi korunaklı bir çukurdan oluşuyor.Ve kaya duvarını zerinde bir hayvan postugerilmiş.Arapça bişeyler yazılı ama anlamıyoruz.Dönüş yoluda çıkış gibi oldukça uzun ve yorucu.Mümkün olduğunca çabuk bir şekilde akşam  üzeri dağevine iniyoruz.Selda ve Meltem bizim için yiyecekler ve sıcak içecekler hazırlamış.Buradan  zirve  ye gidiş geliş yükseklik olarak oldukça fazla.Bu dağın zorluğuda buradan kaynaklanmakta.(Yaklaşık 1500 çıkılıp iniliyor.)

4200 M.dağevinden ayrılış

14.01.2006 sbah iyi bir kahvaltı arkasından Rıza ile vedalaşıyoruz.Rıza bizimle fotoğraf çektirmiyor.İnancına saygı duyuyoruz.Kalan yakıt ve yiyecekleri bıraktığımız için çok seviniyor.Yola çıkıyoruz.Amacımız Reine’ye inmek.Birinci dağ evine kadar sorunsuz iniyoruz.Ancak buradan sonra sisi başlıyor.GPS i çıkarıyorum.Ancak bizi alacak olan araç ile irtibat kuramıyoruz.Ayrıca yeni yağan kar nedeniyle araç buraya bile çıkamayabilir.GPS yardımı ile sisli havada ilerliyoruz.Yolculuğumuz tahminimizdan fazla uzamış ancak yola ulaşmıştık.Hava kararmak üzere bir maden şantiyesine ulaştık.Burda çalışanlar birazdan kendilerine malzeme getirecek kamyonet ile dönebileceğimiz söylediler.Her nekadar Reine’ye 5 km yolumuz kalsada karanlıkta kimse yürümek istemiyordu.Yürümekten bıkmıştık.Burada sıcak ortamda beklemek daha cazip gelmişti.Gelen kamyonet eşyaları boşalttıktan sonra bizi Reine’de dağevine getirdi.Hemen eşyalarımız dağevine bırakarak özlemini çektiğimiz Abguş yemeğine koştuk. Sabah iki taksi ile bizi Tahran’a götürmesi için anlaştık Gece güzel bir uyku çektik.

15.01.2006 Sabah kahvaltıdan sonra yola çıktık.Öğlen Tahran’a ulaşmıştık.Asya Otel’e geceliği 17.000 tümen vererek anlaştık.Tahran’da tek pahalı olan şey otel.Hatta burası çok büyük bir şehir olduğu için oteller çoğu zaman dolu oluyor.Bu arada Sönmez hemen işe dönmek zoruda olduğu için otelden ayrıldı.Biz bu günü Tahran’da nefis yemekler yiyerek ve nefis meyve suları içerek geçirdik.Tahran’da müthiş bir yemek kültürü var.Hemen her yerde sıkma meyve suları içebilir,yemek yiyebilrsiniz.Ve tüm bunlar gerçek hormonsuz tadlar.Arkadaşlarımın ve benim oldukça fazla zamanımız var.Burada sıklıncaya ya da paramız bitene kadar kalabiliriz.Ertesi iki gün Tahran’ı özellikle Müniriye denilen bölgeyi geziyoruz.Tahran’da her şey belirli yerlerde toplanmış Spor mağzaları Müniriye denilen caddede ve çok fazla dağcılık malzemesi satan var.İki gün boyunca hepsini gezecek ve tanıycaktık.

İran’dan Büyük Ve Küçük Ağrı

HASAN HUSEYIN BOGAZ
ZİRVE 5629 m
N 35 57.255′
E 52 06.623′
3.DAGEVİ 4215 m
N 35 55.831′
E 52 06.508′
2.DAGEVİ 3017 m
N 35 54.109′
E 52 06.539′
YOL AYRİMİ 2436 m
N 35 52.711′
E 52 07.274′
REİNE 2043 m
N 35 52.900′
E 52 09.970′

Ekip:Hasan Hüseyin BOĞAZ

Erhan PEKMEN

Selda ÜSTÜNDAĞ

Hakan ÇETİN

Meltem UYMAZ

Sömez ERKAYA

Toplm etkinliğimiz kişi başı 120 $ civarına mal oldu.

İst –Tahran(Gidiş-geliş):50 $

Geri kalan ücretler ise ulaşım ve yemek.(Agrı tırmanışına gidenler bile bizden fazla harcamışlar.)