Subscribe RSS
PEAK LENİN

BOZUK BİR HAVADA ZİRVE

 

PEAK LENİN

1999 yılı kışı Erzurum Palandöken’de çadır kurmuştum.Bayram  tatiliydi. Dokuz günlük tatil boyunca çadırda kalacak ve kayak yapacaktım.Gece -35 dereceye varan soğuk olmuştu.Sabaha kadar uyuyamamıştım.Sabah erkenden kalkarak çadırımın önünde hareketler yapmaya başladım.Iısınmak için.Bu sırada aşağıdan bana doğru banka birini gördüm.Otellerin önünden bana doğru bakan kişi bir süre sonra yanıma geldi ve bana kendisinin de  burada çadır kurmak istediğini söyledi.Halukla ilk tanışmamız böyle oldu.Daha sonra eşiyle geldiğini söyledi.Hemen yardımcı olarak çadırını kurduk.Haluk Yıldız ve Ebru Yıldız bir dönem ÖDTÜ-DSK içinde  yer almış daha sonra birlikte etkinlikler yapmışlar.Halukla burada başlayan dostluğumuz sonunda  yurt içinde bir çok tırmanışla devam etti.Ben daha sonra İstanbul’a taşındıktan sonra da tırmanışlarımız devam etti.Haluk 2002 yılında eşiyle  Peak Lenin zirvesine gideceğini söylediğinde  belki cesaret edemeyişimden belki de başka sebeplerden  dolayı katılamamıştım.Haluk bu deneme sonrası 2003 yılında da Khan Tengri zirvesine ulaşmıştı.2004 yılında tekrar Peak Lenin’i deneyeceğini söylediğinde bu safer bende  ekibe dahil oldum.Haluk Ebru ve Ben  önceden organizasyona ve antrenmanlara başladık.Tırmanış tarihine günler kala Haluk ekibe başkalarının da katılacağını, böylece maliyeti düşürebileceğimizi söyledi.Böylece Oğuz Kaan Şenol ve Hakan Hakkı Koyuncu ile tanışacak,bunların sayesinde daha sonra Zirve dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü ile de tanışmış olacaktım.Bu arada son günler yaklaşırken ekibe Ankara’dan Ömer Bilget abimiz de dahil olmuştu.Tırmanışın doğası gereği her ne kadar birlikte hareket etsek te ekipler önceden belirlenmişti.Ben,Ebru,Haluk bir ekipken,Hakan ve Oğuz bir ekip oluşturmaktaydı.Ömer abi ise tek başına son anda ekibe dahil olmuştu ve  dağa çıkış izni bile alınmamıştı.

Ben ilk defa yurtdışına çıkacaktım.Yaşım 34 tü ve ilk defa uçağa binecektim.Bu korkularla hava alanına ulaştım.Ankara’dan uçakla gelen Haluk ve Ebru ile buluştum.Oğuz ile daha önce tanışmış ve aklimatize olmak için bir tırmanış yapmıştım.Hakan ile ilk defa havaalanında karşılaştım.Ömer abi ile ise daha önce karşılaşmamız olmuştu.Ömer abinin gelmesiyle yolculuğumuz başladı.

ANAKAMP AÇIKTAŞ 3800 M.

5 Ağustos 2004 Perşembe

17:30 da havalanan uçağımız TSİ ile 22:00 Kırgızistan saati ile 01:00 civarı Manas  havaalanına indi.Uçağın tekerleği piste değer değmez pistin bozukluğu hissedilmeye başladı.Aman tanrım Türkiye buraya uçak yollayıp geri getirebilen büyük bir ülke.Haluk’un erkek kardeşi Hakan burada üniv.okuyor ve bize yardımcı olmak üzere tüm etkinlik boyunca bizimle olacak.Bizi hava alanında karşılıyor.Sabaha kadar hava alında bekledik.Sabah OSH kentine gidecek iç hatlar uçağına bineceğiz.

OSH'TANKAMAS ADI VERİLEN ARACIMIZA BİNERKEN

6 Ağustos 2004 Cuma

Sabah önceden yazışıp ayarladığımız Asia Travel görevlisi yanımıza geldi.Biletlerimiz önceden alınmış.Sadece son anda ekibimize katılan Ömer abinin bileti yok.Önce bilet yok falan dense de biraz rüşvetle bilet bulunuyor.(O zaman her şey 5 dolara halloluyordu.)Daha sonra uçağa biniyoruz.Uçak pervaneleri,sigara yanığı koltukları ile sanki dolmuşları andırıyor.Bana hiç güven vermesede biniyoruz.Önce içerisi hamam gibi sıcakken yukarı çıktıkça soğuyor.Klima falan yok içerde oluşan nem tavanda  yoğunlaşıp donuyor.Osh havalanına 40 dakikalık yolculuk sonunda iniyoruz.Başka bir Şirket yetkilisi bizi burada karşılıyor.Kamas adı verilen kamyondan bozulup yolcu taşıma aracı halene getirilmiş bir araç bizi bekliyor.Bizimle birlikte araca iki İngiliz daha bekliyor.Kısa bir yolculuk sonunda şehir içinde bir otele geliyoruz.Araça olan bir problem çözülecek ve izni olmayan Ömer abinin izin işlemleri çözülecek.Bizde bu arda kısa bir şehir turu yapıyoruz.Osh Kırgızistan’ın güneyinde Özbek  sınrına Tacikve Pakistan’a s yakın küçük bir şehir.Herşey doğal ve inanılmaz ucuz.Akaşm üzeri aracımız tamir edelimş geliyor.Ömer abinin izin işi özülememiş.Burada kalaca ve izin işlemleri sonunda yolculuğa devam edecek.Biz kamyona binerek inanılmaz kötü bir yolculuğa başladık.Yol olmayan olan yerlerdede sonderece bozuk olan bir yolculuk sonuna 100 saat sonra 3800 m.yükseklikte bulunan (Açıktaş) ana kampımıza varıyoruz.Gece saat 03:00 civarı şirketin bizim için hazırladığı kamp çadırlarına girip dinlemeye çekiliyoruz.İyi bir uyku çekiyoruz.

TAŞIYICILARIN ŞEFİ

 

7 Ağustos 2004 Cumartesi

Sabah manzaranın ve kampın güzelliğinin farkına varıyoruz.Buraya araçla ulaşım mümkün.Ana kamp yeri olarak çok güzel ancak dağa biraz uzak olduğu için biz anakamp  olarak burayı kullanmayacağız.Sabah güzel bir kahvaltı yapıyoruz.Sütlaç a benzer pirinçli bir tatlı veriyorlar.İçinde şeker olmadığı için üzüm kurusu veya kayısı gibi doğal tatlandırıcı meyvalarla servis ediliyor.Öğlene doğru 4200 metredeki anakamp olarak kullanacağımız 1.kamp yerine gitmek üzere hazırlanıyoruz.Burada taşıyıcılarla anlaşıyoruz.Yükselti olarak pek fazla olmayan yolculuğumuz inişli çıkışlı ve olduça uzun olacağı için taşıyıcılarla anlaşıyoruz.Kilosu 50-70 cent arası bir pazarlıkla yüklerimizi veriyoruz.yüklerimiz Yer yer at sırtında taşınıyor.Mükemmel manzaralar eşliğinde bir yürüyüş yapıyoruz.Seyyahlar geçidi verilen bir geçidin ardından Lenin buzulu üzerinde yürüyüşümüz devam ediyor.akşam üzeri 17:00 gibi öğlen başlayan yolculuğumuz kampta son buluyor.Kamp müdürü Victor(altın dişli Victor)bizi karşılıyor.Haluk ve Ebru daha önceki tırmanışlarından Victor’u tanıyor.Ona Tarkan kasedi veriyorlar.Çok mutlu oluyor.herkese dostlarım gelmiş diyor.Bize ayrılan çadırlara yerleşiyoruz.Burada her öğün yemek 5 dollar.Çadırlarda aynı 5 dollar.Kullandığınız gün kadar,yediğiniz yemek kadar ücret ödüyorsunuz.Victor sizin için bunları sayıyor ve işaretliyor.Yemekte buluşuyoruz.Damak tadlarımız biraz farklıda olsa yemeklere yumuluyoruz.Arkasından bol yeşil çay.Planımı tekrar gözden geçiriyoruz.yemek çadırı yemekten sonra bir eğlence merkezine

8 Ağustos Pazar

Sabah kalkıyoruz.Eşyalarımızın bir kısmı bu gün gelecek.Planımız yarın 5300m.deki kampa çıkarak orda yatmak.Ertsei günde 6100 m.deki Razdelnaya zirvesinde gecelemek ve anakampa inerek aklimatizasyonu tamamlayıp birkaç gün dinlenip zirve tırmanışına başlamak.Bakalım gerçekleştirebilecekmiyiz?Bu günü dinlenerek geçiriyoruz.Akşam yarın ki yolculuk için çantalarımızı hazırlıyoruz.Biz yukarı bir çadır taşıyıp 6100m de bırakmayı planlıyoruz.

7 Ağustos 2004 Cumartesi

Sabah manzaranın ve kampın güzelliğinin farkına varıyoruz.Buraya araçla ulaşım mümkün.Ana kamp yeri olarak çok güzel ancak dağa biraz uzak olduğu için biz anakamp  olarak burayı kullanmayacağız.Sabah güzel bir kahvaltı yapıyoruz.Sütlaç a benzer pirinçli bir tatlı veriyorlar.İçinde şeker olmadığı için üzüm kurusu veya kayısı gibi doğal tatlandırıcı meyvalarla servis ediliyor.Öğlene doğru 4200 metredeki anakamp olarak kullanacağımız 1.kamp yerine gitmek üzere hazırlanıyoruz.Burada taşıyıcılarla anlaşıyoruz.Yükselti olarak pek fazla olmayan yolculuğumuz inişli çıkışlı ve olduça uzun olacağı için taşıyıcılarla anlaşıyoruz.Kilosu 50-70 cent arası bir pazarlıkla yüklerimizi veriyoruz.yüklerimiz Yer yer at sırtında taşınıyor.Mükemmel manzaralar eşliğinde bir yürüyüş yapıyoruz.Seyyahlar geçidi verilen bir geçidin ardından Lenin buzulu üzerinde yürüyüşümüz devam ediyor.akşam üzeri 17:00 gibi öğlen başlayan yolculuğumuz kampta son buluyor.Kamp müdürü Victor(altın dişli Victor)bizi karşılıyor.Haluk ve Ebru daha önceki tırmanışlarından Victor’u tanıyor.Ona Tarkan kasedi veriyorlar.Çok mutlu oluyor.herkese dostlarım gelmiş diyor.Bize ayrılan çadırlara yerleşiyoruz.Burada her öğün yemek 5 dollar.Çadırlarda aynı 5 dollar.Kullandığınız gün kadar,yediğiniz yemek kadar ücret ödüyorsunuz.Victor sizin için bunları sayıyor ve işaretliyor.Yemekte buluşuyoruz.Damak tadlarımız biraz farklıda olsa yemeklere yumuluyoruz.Arkasından bol yeşil çay.Planımı tekrar gözden geçiriyoruz.yemek çadırı yemekten sonra bir eğlence merkezine dönüyor.Zirveden gelenler kutlamalarını yapıyor.Acaba bizde zirveye ulaşabilecek miyiz?

ANAKAMP

 

ANAKMP YAKINLARINDA ÇIĞ

 

8 Ağustos Pazar

Sabah kalkıyoruz.Eşyalarımızın bir kısmı bu gün gelecek.Planımız yarın 5300m.deki kampa çıkarak orda yatmak.Ertesi günde 6100 m.deki Razdelnaya zirvesinde gecelemek ve anakampa inerek aklimatizasyonu tamamlayıp birkaç gün dinlenip zirve tırmanışına başlamak.Bakalım gerçekleştirebilecekmiyiz?Bu günü dinlenerek geçiriyoruz.Akşam yarın ki yolculuk için çantalarımızı hazırlıyoruz.Biz yukarı bir çadır taşıyıp 6100m de bırakmayı planlıyoruz.

OĞUZ,HAKAN VE BEN

9 Ağustos Pazartesi

Sabah kahvaltının ardından 5300 m.deki kampa doğru yola çıkıyoruz.Buzuk üzerinde oluşan büyük dereleri geçmekte zorlanıyorum.Ayrıca çatlakların etrafını dolaşmakta yolu uzatıyor.dik olan bir bölümde sabit hat kurulmuş.Ancak başında çok sıra var.Bazı yerleri sabi hattı kullanmadan geçiyoruz.Bazı çatlaklarda da ip döşenmiş.sonunda düz bir alana ulaşıyoruz.Burası “kızartma tavası” diye tabir edilen bir düzlük.etrafı buzullarla çevrili çukur aynanın ortasını andırıyor.Güneşli havalarda yansıyan ışınlar insanı yakıyor.bu nedenle buraya böyle demişler.Akşam doğru kampa ulaşıp çadırlarımız kuruyoruz.Oğuz ve Hakan biraz sonra kampa ulaşıyorlar.Birazcık başım ağrımaya başladı.

10 Ağustos Salı

Sabah erkenden 6200 metredeki kampa doğru hareket ediyoruz.Oldukça dik bir başlagıç ve ardından uzayıp giden bir sırt çantalarımız ağırlaştıkça ağırlaşıyor.Hele o son etap Razdelnaya zirvesine ulaşan dik sırt.Aman Allah’ım .Uzaktan bakılınca tüm tırmanıcılar aynı yerinde sayıyormuş gibi görünüyor.Herkes adım adım ilerliyor. Akşam üzeri kamp yerine varıyoruz.Kamp yeri bir zirve üzerinde ve çadır kurmak için yer yok.Bir yer açıp yalandan yerleşiyoruz.açım,yorgunum,susuzum ve sürekli başım ağrıyor.Gece uyumakta zorlanıyorum.sık sık tuvalete gidiyorum.Zirveye giden bazıları geri geliyor.Haluk birkaç kişi ile konuşuyor.Çok uzun olduğunu söylüyorlar.Bazıları yukarıdaki kamp yerini de kullanın ve zirveye  oradan yola çıkın diyor.

5300METREDEKİ 2.KAMPA ÇIKIŞ

11 ağustos 2004 Çarşamba

Sabah üşüyerek uyanıyorum.hemen toparlanıp inişe geçiyoruz.Aklimatizasyon tamam.diyorum kendi kendime.Ama bu kadar yorucu olacağını tahmin etmemiştim.İnişe başlıyoruz.ağır çekimde çıktığımız yerleri hızla iniyoruz.Öğleden sonra 4300 metredeki kamp yerimizde bizi Hakan karşılıyor.hakan mükemmel Rusçası ile herkesle iletişim kurmuş.Bu arada Ömer abide kampa ulaşmış.hemen dinlenmeye ve beslenmeye çekiliyoruz.

12 Ağustos 2004 Perşembe

Bugün ve yarın dinlenerek geçirmeyi planlıyoruz.Bu gün biraz çamaşır yıkadım derde.Bu arada kampa ali isminde başka bir Türk daha gelmiş onunla tanışıyoruz.Oda bu kampta malzeme bulabilme ümidi ile gemli.ancak pek fazla bişii bulamadı.Ömer abi ile onu partner yapıyoruz.Ömer abide  hiç olmazsa çadır var.

5300meterdeki 2.kamp

13 Ağustos  2004 cuma

Kampın doktoru Ziyot bizimle özel olarak ilgileniyor.Avrupalılara göre kamp personeliyle daha iyi anlaşıyoruz.Fazla olan yiyeceklerle kendimize ziyafet çekiyoruz.Kendi yaptığımız yemekleri özlemişiz.

Ziyot bize kamp mutfağından meyvalar ikram ediyor.bir güzel besleniyoruz.Akşam çantalarımızı hazırlayıp yola çıkacağız.Ömer ve Ali ağabeylerde yarın yola çıkacaklar.Ellerindeki malzemeler ile çok geç kalmadan 5300 m.deki kamp yerine sonrada gidebilecekleri yere kadar çıkacaklar.

14  Ağustos 2004  Cumartesi

Sabah kahvaltımız yapıp yola çıkıyoruz.Çıktığımız yerleri tekrar çıkacak olmak zor geliyor.yanımızda ikinci bir çadır var ve yükümüz ağır.Hakan ve Oğuz dan sonra kampa ulaşıyoruz.Burada çadırımız açmıyoruz.Günlük 15 dollar olan şirketin çadırına giriyoruz.hemen bişeyler atıştırıp dinlenmeye çekiliyoruz.başım çok ağrıyor yine.Hakan dışarıda sigara içiyor.Bir sigarada ben bağlıyorum.Başımın ağrısı kesiliyor.5300 kampındayız.

5300 METREDEN RAZDELNAYA ZİRVESİNE HAREKET

RAZDELNAYA ZİRVESİNDE KAMPIMIZ

15 ağustos 2004 Pazar

Sabah yeniden yola çıkıyoruz.Bu sefer hedef Razdelnaya’ daki kendi çadırımız.Acaba bıraktığımız yerde mi?güzelce sabitlemiştik.Öğleden sonra ulaşıyoruz.Hemen çadıra yerleşip bi şeyler atıştırıyoruz.Kar eritip bol sıvı alıyoruz.Akşam  bir karar almamız gerekiyor.Ya kampı 6400 e taşıyıp zirveye ordan gideceğiz.ya da direk buradan.Hakan ve Oğuz direk buradan zirve yapmayı planlıyolar.Biz ise kararımızı veriyoruz.Yukarı bir kamp daha taşıyacağız.Bu da bir gün daha kaybetmek anlamına geliyor.

16 Ağustos 2004 Pazartesi

Sabah kalkıyoruz.Hava soğuk.çantalarımız hazırlayıp 6400 deki kamp alanına doğru yola çıkıyoruz.Önce bir iniş var sonra dik bir yükseliş ve az eğimli bir sırtta yürüyüş sonunda güz bir alanda çadırımız kuruyoruz.Buraya çıkarken geri dönen Oğuzla karşılaşıyoruz.Oğuz öksürük nedeniyle vazgeçmiş.Akşam üzeri aşağıda tanıştığımız İranlı bir dağcı çadırın önüne yıkılıyor.Uzun boylu devi andıran adam elini çadıra uzatıp:Do you have breakfast?diyor.belliki tükenmiş.Bişeyler ikram ediyoruz.teşekkür edip ayrılıyor.Akşam Hakan geliyor.Oda bitap düşmüş.Ona da bişeyler veriyoruz.Biraz sıvı alıp biraz yiyince kendine geliyor.Tebrik ediyoruz.Zirvenin çok uzak olduğunu söylüyor.Bizde çantalarımız hazırlayıp ertesi sabah yola çıkmak üzere yatıyoruz

KIRGIZ BİR ÇOCUK

17 Ağustos salı

Gece kalkıp sıcak su hazırlıyoruz.Ancak hava kötü kar yağıyor.biraz açılmasını bekliyoruz.Zaman ilerledikçe hava daha da bozuyor.Öğlene doğru ben daralıyorum ve zirveye gitmek istiyorum.Dışarı çıkıp bir deneme yapıyorum.ancak biraz yürüyünce vaz geçiyorum.Herşey  boş diyorum.Umutsuzluğa kapılıyorum.Yakıtımızda bitmek üzere.Bu günü sadece çadırda yatarak geçiriyoruz.

18 Ağustos 2004 Çarşamba

Sabah güneşli bir havada zirve için saat 09:00 gibi yola çıkıyoruz.Bir gün önce yağan taze kar diz boyumuza geliyor.İz açarak ilerleyoruz.Öğleden sonra hava yine kapatıyor.Kar yağışı başlıyor.görüş azalıyor.Ben inatla devam ediyorum.Zirve yolu gerçekten çok uzunmuş.bir sinir harbi yaşıyorum kendimle.aştığım her tepede zirve arıyorum.Artık tam vazgeçmek üzereyken son bir gayret bir tepeyi aşıyorum ve zirve taşları ve bayraklarla karşılaşıyorum.Sanırım zirve burası.Zaten başka biyer olsa gidecek halim yok.Saat 16:30..Haluk ve Ebru ‘ya zirvenin burası olduğunu bağırıyorum.Onlarda son bir gayretle ulaşıyorlar.Bir süre dinleniyoruz.ancak hiç zirve tadı yok,hava kapalı hiç bi yeri göremiyoruz.Zirve sanki bir düzlük üzerinde belli belirsiz konulmuş taş ve bayraklardan oluşuyor.İnişe geçiyoruz.hava kararmaya başlıyor.Kar yağıyor.Yönümüzü bulmakta zorlanıyoruz.Saat 22:00 şansında yardımı ile çadırı buluyoruz.Yakıtımız yok ve son sularımızı da bitirdik.Hemen çadıra giriyoruz bitkin bi şekilde sızıyorum.Havanın kötü oluşu ve akşama gelmeyişimizden hakan ve Oğuz ‘da telaşlanmışlardır.Keşke haber verebilsek diye düşünüyorum.Ama planımıza göre bir gün bekleme günümüz vardı.

OSH TA İSTANBUL PASTANESİ

19 Ağustos 2004 Perşembe

Sabah erkenden çadırı topluyoruz.hava güneşli ancak çok soğuk.Hemen inişe geçiyoruz. 6100 kampında Ömer abiye rastlıyoruz.ada çayı ikram ediyor.günler sonra içtiğim sıcak sıvı güç veriyor.Kendime geliyorum.orda bıraktığımız çadırıda topluyoruz.Yükümüz biraz daha ağırlaştı ancak inişte sorun olmuyor.5300 kampına iniyoruz.Burada su var.buzuldan bir delik delmişler ve su alınıyor.bolca buz gibi su içiyorum.su içtikçe gözlerim aç.ılıyor.sesim çıkmaya başlıyor.Son bir gayret ana kampa iniyoruz.Burada biz Hakan Yıldız ve diğer Hakan karşılıyor.sendeleyerek ana kamp çadırının önüne yığılıyorum.Hakan’dan bi sigara isteyip dağılıyorum.akşam yemek çadırına gelererek zaferimizi kutluyoruz.Bu arada biz yukardayken bir Danimarkalı dağcı kaybolma olayı yaşamış.Ve iki gün sonra geri dönmüş.Dönüş şerefine yaşanan partiyi ise biz kaçırmışız.

20 ağustos 2004 Cuma

Güzel bir uyku çekiyoruz.Öğlene doğru çantalarımız hazırlayıp 3800m deki Açıktaş kampına ineceğiz.Kamp personeli ile vedalaşıp fotoğraf çektiriyoruz.Saat 12:00 gibi başlayan yürüyüşümüz 16:00 gibi anakampta son buluyor.Aracımız burada bizi bekliyor.Kamas’a yeniden biniyoruz.Burada küçük bir kutlama yapılıyor.Buradaki kamp sorumlusu bir şişe votka ikram ediyor .Ben kamyonun ön tarafında hemen kapıyorum vodkayı.Şişeyi kamyonda döndürmeye başladık.Vodka Kurumuş gırtlağımızı yakarak midemize iniyor.Bir süre sonra sızıyorum.Kamyon toz içinde yola benzeyen bi yerlerde ilerliyor.İçerde tozdan nefes almak mümkün değil.Bu arada sarsıntıdan cama sürekli çarpan kafam şişiyor.Gece bi yerde mola veriyoruz yemek için.Burada da kutlamamız devam ediyor.Ne bulduysak içiyoruz.Sonunda diğer müşteriler geç kaldığımız için mızırdanmaya başlıyor.yola devam ediyoruz.

21 Ağustos  2004 Cuma

Sabaha karşı bir otele iniyoruz.Otel berbat bi yer ama umurumuzda olmuyor.Otelde sıcak su yok.Biraz dinleniyoruz.kilo vermişim ve almak için ne bulduysam yiyorum.Şirket görevlisi otele gelerek uçağımızın akşam olduğunu söylüyor.Biletlerimi alıyoruz.Osh şehrinde turluyoruz.Şehir bizim küçük kasabalara benziyor.Hemen her yerde sebze meyve bulmak mümkün.Hem de doğal ve ucuz,lezzetli.Alkol ise çok çeşitli ve çok ucuz.Hakan bizi İstanbul pastanesine  götürüyor.Burada sucuklu yumurta yaptırıyoruz.Türkçe konuşulan bir yerde gönlümüzce karnımız doyuruyoruz.Akşam 17:00uçağına binerek Bişkek’e doğru havalanıyoruz.Bir saat sonra Bişkek’e ulaşıyoruz.Burada hemen bir minibüs kiralayıp han’ın ev arkadaşı Halit’in evine eşyalarımız bırakıyoruz.Uçağımız gece saat 01:00 de.Bu saate kadar az bir zamanımız var.Bişkek’in en lüks restoranlarından birine gidiyoruz.Kişi başı yaklaşık 35 dollara en güzel yemekleri yiyip gönlümüzce içiyoruz.Üstelik gideceğimiz yere en lüks araçlarla bırakıyorlar.Eve gelerek eşyalarımızı alıyoruz.kiraladığımız minibüs bizi evden alıyor ve havaalanına getiriyor.Uçağa biniyoruz.

OSH TA BİR MARKET

22 Ağustos 2004 Cumartesi

Sabah İstanbul’dayım.Bu etkinlikte toplam 1050 dollar harcamışım.bunun 580 dolları gidiş dönüş uçak bileti.50 Dollar yurtdışı çıkış harcı.Geri kalan ise şirkete, iç ulaşım ücretlerine ve alkole gitmiş.

Hasan Hüseyin Boğaz